Yönetmen
Zafer Davutoğlu
,
Osman F. Seden
Senaryo
Osman F. Seden
Yapımcı
Osman F. Seden
Müzik
Metin Bükey
,
Nesrin Sipahi
Görüntü Yönetmeni
Kenan Kurt
,
Cengiz Tacer
Tür
Komedi,
Müzikal - See more at: http://www.sinematurk.com/film/2211-bes-seker-kiz/#sthash.knbUWTp0.dpu
Yönetmen
Zafer Davutoğlu
,
Osman F. Seden
Senaryo
Osman F. Seden
Yapımcı
Osman F. Seden
Müzik
Metin Bükey
,
Nesrin Sipahi
Görüntü Yönetmeni
Kenan Kurt
,
Cengiz Tacer
Tür
Komedi,
Müzikal - See more at: http://www.sinematurk.com/film/2211-bes-seker-kiz/#sthash.knbUWTp
http://www.sinematurk.com/film/2211-bes-seker-kiz/ filmin künyesine burdaki linkten ulaşabilirsiniz.Senaristliğini,yapımcılığını ve yönetmenliğini oOsman Seden'in yaptığı 1964 tarihli bu film hoş bir müzikal örneği.Tam bir yıldızlar geçidi.İnternette ve diğer mecralarda,sanıyorum bulması zor.Ama siz şanslısınız.Çünkü Beş Şeker Kız bugün,burda,Alibey amcada...
Bir saz salonu...Dışarıda içeriye girmeye çalışan insanlar,bir de Ali...Ama içerisi ağzına kadar dolu.Herkes Şükran Deniz'i(bildiğin Fatma Girik) dinlemeye gelmiş.Aliyle Şükran sevgililer.Herkül(Feridun Karakaya) de onların biricik dostu,aracısı,erketecisi yani ki herşeyleri.
Şükran Deniz o akşam ki programında döktürüyor;yandım aman yandım yandırma beni.(kulağımızı okşayan bu tanıdık ses Nesrin Sipahi'den başkası değil)
Aliyle Şükran ince işler üstünde(belli ki uzun zamandır),Herkül erketede.Haliyle isyan ediyor
herkül-ama ne doymaz insanlarsınız be yav.yetmez mi be?Hem biz neci olıyırız
ali-sen bizim biricik dostumuzsun(yıkama yağlama)herkül-dostluğa sığmiyir ama bu
ali-bir gün meşhur olunca senin bu iyiliğini unutmayacağız.görürsün ama bak hem öyle meşhur olacağız ki...sen,şükran,ben...isimlerimiz beyoğlunda pırıl pırıl ışıklarla yazılacak.marmara şükran...biricik yıldızınız marmara şükran(öpüşler öpüşler)(benim gibi ediz hunun öpüştüğü filmlere pek rastalamamış elemanlar için ilki yaşatan sahneler)
herkül-öpiyir ya hep öpiyir
şükran-sizlere canından çok sevdiği ali özerin son bestelerini okuyacak
herkül-hoppala ben gene güme gittim.hani benim isimcağazım be ya
şükran-ve programa ilaveten müthiş komik kuşkonmaz bakımsız herkül
herkül-ama ben bakımlı olurum ki o zaman.bana sadece erkül desinler yeter be ya.acaba meşhur olcaz mı bi gün be ya..
Sonra gene gezmeler tozmalar,tenhalarda menhalarda öpüşmeler...Herkül gene fena halde erkete...
Bu arada bir dayak sahnesi vuku buluyor.Herkül ve Şükran fena dayak yiyorlar ama sebebini daha sonra anlayacağız.
Herkül bu sefer samanlıkta basıyor bizim ateşli aşıkları.Bu kez bizimkiler birbirini yiyor,ıhımhım öpüyor yani.
herkül-ee siz de çok oldunuz ama,siz de beni şey yaptınız artıkın.
şükran-beni arıyolar mı?
herkül-suyun ısındı senin,abin seni sordu,hamamda dedim
şükran-ya orda ararsa ?
herkül-sen merak etme,hanife kadına iki bilet tosladım..abin gelirse içerde,keseliyırım diycek
Meğer dayakçı haşin adam abisiymiş Şükranın.Karşıymış iki sevgilinin aşkına.Gizli saklı buluşmaları,herkülü erketeye yatırmaları hep bu yüzdenmiş iyi mi.
ali-kaçmak için daha ne bekliyorsun
şükran-nereye gidersek gidelim bizi bulur.
ali-seni korurum şükran.ömrüm oldukça vuruşurum senin için(helal be).(öpüşmeler öpüşmeler)
herkül-ey maşallah ey.afyet olsun be ya.siz de beni şey yaptınız adam akıllı
İki sevgili gece buluşup kaçmak için anlaşıyor.Sonra gene öpüşmeler,öpüşmeler...Herküle de fena şeyler oliyır.
herkül-ama biz de insanız bize de birşeyler oliyır,öpiyir öpiyir be ya gene öpiyir.bakalım bizim halimiz ne olacak
ali-seni de beraber götüriciğiz tabi
herkül-iyi o zaman.gözlerimi kapiyrim vazifemi yapiyrim.
Ama dışarda gözlerini iyice açıp onları izleyen biri var.Gammazlıyor şükranın abisine.
Ali saatleri sayarken,Şükran eşyalarını toplarken haşin ve gaddar abi dikiliyor Alinin karşısına.
Bir kavga kopuyor.Ali her ne kadar sulhle halletmeye çalışsa da işin sonu kötü bitiyor.Ali kendini,onu öldürmek isteyen abiden korumak isterken,ölen abi oluyor.Haber tez ulaşıyor Şükrana.
şükran-ne olursa olsun seni bekliyiciğim
ali-hayır
şükran-yoksa yoksa?...
ali-beni beklemeni istemiyorum
şükran-inanmam
ali-yarın hapisten çıksam bile senle evlenemeyiz
Ali Şükrana,onu parası için sever göründüğünü söylüyor.Defol diye kovması da cabası.Seneler senesi onu beklemekle ömrünü çürütmesini istemiyormuş esaslı delikanlımız.Onu Herküle emanet ediyor.Herkülün tüm açıklamalarına rağmen inanmıyor Şükran Alinin sevgisine.Topluyor valizini ver elini Beyoğlu.Hayallerini tek başına gerçekleştirmeyi seçiyor.Herkül ilk başta gitmek istemiyor ama sonra bırakamıyor Şükranı.
Soluğu artsist bürosunda alıyorlar.İlk başta olmaz dese de
-günde iki simide bile razıyız abi,
lafından sonra merhamete geliyor patron,yolluyor onları bir gazinoya.
Bu arada gazinonun diğer medar-ı iftarlarını(!) görüyoruz.Yani ki filmin yıldız takımının geri kalanını.
Takım yeni bir şeyler arayışında.Yoksa patron kovacak,onlar da mortu çekecekler.Derken Şükran ve Herkülle tanışıyorlar.
şükran-bizi artist bürosundan gönderdiler
selma -hademeliğe mi
şükran-karı karı,senin ağzını yırtarım
Takım Şükranı da aralarına alıyor, maksat dalgalarını geçmek.Ama Şükranın ağladığını görünce dayanamayıp teselliye ve yardıma koşuyorlar.Şükran alaturkacı olduğundan son dansları bilmiyor.En büyük desteğiyse babasının milyonlarına rest çekip bu takıma katılmış Efkandan(Efkan Efekan) görüyor.Çalışmalar yapılıyor veeee show başlıyor, Süleyman Turanın deyişiyle
GO GIRLS
Ona yaptıkları için Şükran nasıl teşekkür edeceğini bilemiyor.Kimsenin sevgilisine göz koymazsa gül gibi geçinip gidecekleri tüyosunu alıyor Candan Sabuncudan.Orkestrada herkes birbirinin sevgilisi olunca iş zor tabi.Şöyle ki; Tülin(leyla sayar) efkanı seviyor ama efkan onu sevmiyor,sadece takılıyor.Tunç Oral Selma Güneriyi kovalıyor ,o kaçıyor ama elinden kaçarsa diye de ödü patlıyor.Sevda Ferdağla Süleyman Turan cilveleşiyor,Sevda kaçıyor ama aynı zamanda kaçmamaya da çalışıyor..Herkül Candan Sabuncuyu kapaklamaya çalışıyor,o da başkasına takılıyor.Bu arada Efkan da Şükrandan hoşlanmaya başlıyor..Yani bu durumda...işte böyle biraz karışık gibi ama aslında durum gayet basit.Yani şimdi bu durumda baba sevim,,baba benim,,sevim benim sevgilim erol değil...hatlar mı karıştı...neyse biz konuya dönelim.
Mapushaneye giden herküle Ali bestelerini veriyor.Tek Şükran söylesin, parlasın,mutlu olsun.Bu arada mapushaneden iki tahliye var.Kimler dersiniz biri Sadi(Sadri Alışık),diğeriyse Hasan(Vahi Öz).Zenginmiş gibi yapan iki fırıldak.Arkadaşlarına veda ediyorlar.
hasan-muhterem sadi beyin
sadi-ee bey deme bana bozuluyorum ha
hasan-muhterem sadi itinin katibi hususiyeti olarak hepinizi özel burumda bekliyorum(kahkahalar..)
Laflar seçim nutkuna dönüşmeye başlayınca yollanma vaktidir deyip çıkıyorlar.Can dostları Aliye saygı ve sevgilerini ilettikten sonra...
Alinin verdiği notalarla orkestra fırtına gibi esiyor.İzleyelim
Gazeteler Şükrandan bahsediyor.Yeni bir yıldız doğuyor, ŞÜKRAN DENİZ....O yükseldikçe Aliden yeni besteler...Tek Şükran yükselsin,servete şöhrete kavuşsun...
Derken herkül kaçırılıyor.Ama bu sahneler o kadar tatlı ki yazarak anlatamayacağımdan korkuyorum o zaman izleyelim.Sadi-hasan-herkül diyaloglarına lütfen dikkat!
Bu alem üçlünün bir planları var.Bunun için Sadi ve Hasandan para alan Herkül,o parayla önce bakımlı herküle dönüyor.Sonra soluğu orkestranın yanında alıyor.Zengin patron bulduğunu,patronun evlerinde çalmalarını istediğini söylüyor.Mırın kırın etseler de beş bin beş yüz lirayı duyunca yelkenler fora...
Efkansa artık dayanamayıp Şükrana aşkını ilan ediyor.Aşka,aşıklara inancını yitirmiş olan Şükran reddiyor efkanı.
Derken orkestra soluğu milyoner (!)sadi beylerin köşkünde alıyor.Milyoneri gören kızlar teker teker,sevgililerinin gözü önünde sadi beye yavşamaya başlıyorlar.Herkülün fanfinfonunun gözüyse çıplak kafa Hasanda.Sadi de dans ayağına şükranın ağzından laf almaya çalışıyor.Sevgililerini kıskanan,takım erkekleri girişiyorlar sadi beye,dayak yedikleriyle kalıyorlar o ayrı da,sadi bey alıyor himayesine onları.Sevgililerinizi benden kıskanacağınıza bakın da görün,bu kızlar sizi kasap yüzüne hasret köpekler gibi seviyor diyerek sadi bey ,kavuşturuyor aşıkları.Düğün dernek masrafları da ondan..Herkes eşleşince tek kalan tülinse sadinin nasibi oluyor.
Orkestramızdan bir diğer potpori;kadifeden kesesi-kaynana şeytan-yana yana kül oldum
biz çok şanssız kızlarız,evlenip hep ağlarız...oğlu hep akıllıdır,bizlerse şaban...
Sayılı gün çabuk geçiyor,ali tahliye oluyor.Sadi,hasan,herkül üçlüsü şükranın efkanla durumlarından haber ediyorlar ona.Bu arada evlenme teklifi alan Şükran,efkanlayken aliye yakalanıyor.Öfkesiyle hareket eden şükran aliyi aşağılayıp,bir de efkanı sevdiğini söyleyip de kovuyor aliyi...Defol,defol..
Bizim muhteşem üçlü hemen kuruyorlar ikinci planı.
Gazetelerde ilanlar....Şükran denizin son konseri...
Takım hazırlanıp sahneye çıkıyor.Ama o da ne ?Tüm salonda tek bir kişi.
-tek kişiye çalmayız biz
-vız gelir bütün biletleri ben satın aldım.Çalacaksınız.
Işıklar yanıp da karşısında aliyi gören şükran oyuna geldiğini anlayıp,sadiye yükleniyor.
şükran-pis yalancı
sadi-evet yalancıyım,çünkü ben milyoner değilim,bütün servet alinin.biz zavallı birer aletten başka bişey değiliz.ama sizin iyiliğiniz için yaptık bunu.hele senin...ulan kafa diye taşıdığın şu gaz tenekesinde biraz akıl,şu kalbimde bir sinek tersi kadar vicdan varsa şu çocuğun seni nasıl sevdiğini anlarsın.sonra,dayısından kalan milyonluk serveti gık demeden serdi önümüze be.Tek şartı seni yükseltmek için ne kabilse yapmamızdı,ne kabilse....ulan milyonlar serdi önümüze ve karşılığında bir imza bile almadı.bize,bize be...iki köprü altı serserisine...var mı böyle yürekli erkek.ne yaptıksa seni yükseltmek için yaptık.
herkül-ismini te o beyoğlunun ışıklarına yazdırmak için çalıştık.Gece demedi gündüz demedi o notacıkların hepsini hapisciklerde yazdı buncağaz.de bakalım şükrancık sen layık mısın onun bu sevgicağazına.
Derken sevdiği milyonerin aslında beş parasız bir serseri olduğunu öğrenen tülin ağlıyor yavaştan.Sadri alışık olur da bir gönül yaralayıcı sözler etmeden biter mi bu sahne..
sadi-dinim hakkı için söylemeye çalıştım ama...istemezdim böyle olmasını.ağlama kız.bir üçkağıtçı için ağlamaya değmez.dünyanın bütün hazinelerine layıksın sen.üç yıllık zindan hayatından sonra insanca yaşamayı,sevmeyi sen öğrettin bana.ağlama kız,bak ben ağlıyor muyum(ağlayarak)
Bunca olandan sonra şükranın cevabı merak konusu tabi.Marmara Şükran,efkanla evlenmeye hazır olduğunu söylüyor.Kırıldığı aliyeyse ağzından şu laflar dökülüyor.
-seni daima sevdim.eski fakirlik günlerimizi,sefaletimizi,hasretini daima kalbimde hissederek sevdim.bir gün hapisten çıkıp kollarıma döneceğin günü bekledim.en nefret ettiğimi söylediğim anlarda bile seni seviyordum ali.ama hakkın yoktu beni böyle rezil etmeye.nefret ediyorum senden!
Sadiyle hasan eski kılıklarına,daha namuslu olacakları eski hayatlarına geri dönüyorlar artık.Nikah masası kuruluyor.
Fakat o da ne? Takımın erkek kısmı aliyi derdest ettikleri gibi,bir hışımla yetiştiriyorlar.Nereye mi?Nikaha..Efkan kendi elleriyle oturtuyor aliyi şükranın yanına,nikah masasına.İkili biraz nazlanıyor.Ama takım onları biraz okşayınca,sorun çözülüyor.Ne kadar ikna oldukları gözlerindeki morluklardan belli değil mi...

Evetler denmiş,bütün sevgililer birbirine kavuşmuşken,geriye bir Sadiyle Tülini hüzünlü bırakmak olmazdı elbet...Tülin koşuyor sadinin peşinden.Sarılıyor sıkıca...
tülin-dünyanın en tatlı,en şeker,en ahlaksız yalancısısın
sadi-beni affettiğine göre sen de dünyanın en tatlı,en melek,en budala tavuğusun
tülin-ama seni seviyorum
sadi- valla,aşkla karnın doyacaksa,gel..Tatlım,hayatım...
Ve aşkla dudaklara kondurulan bir öpücükle bu film burda biter...