YASEMİN'İN TATLI AŞKI

1968 yapımı bu tatlı filmin künyesi kısaca şöyle
yönetmen&senaryo atıf yılmaz
yapımcı hulki saner
görüntü yönetmeni gani turanlı
oyuncular hülya koçyiğit-yasemin
erol büyükburç-erol
ali şen- kelle hüsam-hüsamettin elibol
haluk orçun -muzaffer birman(yasemin'in babası)
nevzat okçugil -yaseminin annesi
talia saltı-dedikoducu sıdıka
hüseyin baradan-evin kahyası şakir
hikaye bilindik aslında.birbirini sevmeyen iki aile ve onların birbirine aşık çocukları...yasemin ve erol..yasemin'in ailesi avrupai yaşam meraklısı partilerle,eğlencelerle günlerini geçiren lüks düşkünü bir aileyken,erolun babası onların aksine,pintinin de pintisi,dirhemle yediren içiren,iki kova altınını gözünden sakınan namı diğer kelle hüsam .
film de elibol hüsamettin beyin altınlarına altın kattığı sahneyle başlıyor zaten
hemen ardından erol büyükburç'un eğlenceli şarkıları eşliğinde jeneriği izliyoruz,
kalbimi versem sen ister miydin
rüyana girsem sen ister miydin
dünyayı versem sen ister miydin
yıldızları versem sen ister miydin
imam bayıldı
sonra ayıldı
tekrar bayıldı vah vah vah
filme dönelim efenim..kelle hüsam ,muzaffer beyle 10 yıl ortaklık etmişler aslında,hüsam bu süre zarfında ortağına türlü kazıklar atmış,onu kendisinden %90 faizle borç almak mecburiyetinde bırakmış.ee haliyle borcu ödeyemeyen ortağının en sonunda hacizle varını yoğunu,duvardaki resmini, resmin çivisini bile almıştır.kelle hüsam felsefesini özetleyen şu sözler dökülür bu sırada ağzından,
- para işlerinde sülalemi bile kalaylasalar sempatik karşılarım,para bu para...(vay anam vay)
babası kara kara kaybettiği itibarını düşünürken,annesi mikroplarla mücadele cemiyetinin kokteyline giderken,yasemin de aşkı erol'la geleceğe dair planlar yapar yağmur altında,tatlı tatlı...
istanbul'un yağmurlu,sakin,huzurlu havası aşklarına fon olmak için elinden geleni yapar bu anlarda
bu tatlı sahneyi beraber izleyelim
yasemin'in ailesi hem sosyeteye yaşadıkları mali felaketi çaktırmamak hem de kızlarıyla haşim bey'in oğlunu tanıştırıp faydalı bir izdivaca vesile olmak amacıyla evlerinde bir davet vermeye karar verirler.her şeyden habersiz olan yasemin erolu anne babasıyla tanıştırmak için bundan iyi fırsat olmayacağını düşünerek erol ve orkestrasını davette çalmaya ikna eder.diğer planları gibi bu planları da istedikleri gibi gitmez ve erol'la ailesi hiç de istenmedik bir durumda tanışırlar.
battı balık yan gider diyen erol en sonunda muzaffer birmanın kızıyla birbirlerini sevdiklerini babasına söyler.kelle hüsamın olay hakkındaki fikirleri dikat çekicidir
(kelle hüsam yasemini daha önce görmemiş,baştan belirtelim)
-muzaffer birmanın kızı şinci benim evime gelin geleceğ he mi bak hele bak,
birmanmış,bunlar paşalar lordlar prensler soyuymuş
bunlar frenkçe lügatlar paraladıklarından kelli
bunların yüksek sosyetesinin fan fin fonunda fan fin fon etmeyenlerin adına hacı ağa dinirmiş
onlar kazıkladı mı fan fin fon caka,aynı kazığı ben attım mı alçak çarıklı hacı ağa..
konuşmanın gidişatı belli.
başka çareleri kalmayınca yasemin ,erol'la gizlice evlenip,evlerinde sabahat adıyla hizmetçilik etmeye başlar.yaseminin felsefesi bellidir
-iki su bir ekmek iki ekmek bir biftek eder
-bir bardak suya bir kesme şeker,hem komposto hem iki portakal yerine geçer
işte bu göz yaşartan sözlerle günden güne hüsamın gönlüne giren yasemin bir yandan da ailesinden gizli gizli kocasıyla buluşup,evliliğinin tadını çıkarmaya çalışır.gene böyle bir akşam,erolla dans etmeye gittikleri bir klüpte kelle hüsamı güzel bir kadınla beraber görüp takibe koyulurlar.evin kahyası şakir fettan dansöz handanla(handanı handan çekilin yoldan) beraber altınları ele geçirme planları dahilinde,kele hüsamı çoktan ağlarına düşürmüşlerdir.handan evine götürdüğü hüsamı soran soyunuyor gibi fazlasıyla amaca hizmet eden,ki bakınız
bir oyunla konuşturduktan sonra hüsamın altınlarına konuyorlar şakirle.bu arada takipte olan erol şakirin elinden altınları alır ve babasına teslim eder,mükafat olarak da babasının eski papuçlarını alır
-çalmadık,çaldırmadık da başımız göğe erdi (ahh erolcum doğru söze ne denir)
üstüne yaseminle kavga edip yaseminin evden gitmesi yetmiyormuş gibi bir de babasının hizmetçiye göz koyduğunu evlenmek istediğini öğrenmesi erolun sinirine iyice mum diker.
eroldan daha fazla ayrı kalamayağını anlayan,herşeyi ailesine itiraf eden yaseminse gizlice erolların evine girer.gel gör ki,girdiği oda erolun değil hüsamın odasıdır.erol da durur durur babasına göz koyduğu sabahatin aslında karısı olduğunu söylemek için bu geceyi bulur.aynı odada hüsam,yasemin ve erol...yetmezmiş gibi bir de birmanların damlamasıyla ortalık panayıra döner.
-bu iş ya tımarhanede ya hapishanede biter!
evin aşçısı necdet 'un tahminleri allahtan yanlış çıkıyor.tüm bu tatlı karışıklıklardan sonra bizim filmimiz düğün salonunda bitiyor.işin fanfinfoncası bir kenara,yaşadıkları bu kavgadan sonra barış imzalayan iki aile evlatlarının mutluluğuna eşlik ediyor.
bütün bunların uğruna yaşandığı bu tatlı aşk da nihayet mutlu sona eriyor.
her anıyla eğlenceli bu film,başladığı gibi tatlı bitiyor.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder